Merhaba arkadaşlar
Öncelikle kısaca kendimden bahsetmek istiyorum. Yada boşverin zaman içerisinde zaten tanırsınız yada belki Türkiye deki bazı arkadaşlar günlük paylaşımlarım sayesinde tanıyorlardır
Değerli koç umuz (sakın ha hoca,öğretmen vs değil) Kendisinin Koç Shane olarak tanınmasını istiyor ve bencede bu tutumunda haklı. Her neyse Koç Shane ile tanışmamız tamamen raslantısal oldu. Bir gün artık standart kurs hocaları olsun, internetteki hocalar olsun farklı bir arayış içerisindeydim. Çünkü bu zamana kadar ki öğretmen kişiler sürekli dilbilgisi ağırlıklı ilerliyorlar dı. Ve bu yaklaşımda aslında öğrencileri ezberci,kuralcı bir olaya sürüklüyor eeee sonuç olarak ne oluyor o çok istediğiniz ingilizce film izleme,konuşma,yabancı kültürleri tanıma hevesiniz bir anda püüfff oluyor. Ve bir zaman sonra kendi kendinize şöyle demeye başlıyorsunuz ” Yok abi bu dil öğrenilmez” , yada ” O kadar kurs gittim, o kadar ingilizce okullarda eğitim gördüm demek ki ben bu dile yatkın değilim” gibisinden olumsuz düşünceler sarmaya başlıyor dört bir yanınızı.
İştee tam da böyle buhramlı,depresif,melankolik artık ne derseniz işte hava içerisinde youtube’da gezinirken Koç Shane’nin “Dictation” videolarından birisine rastgeldim. Hadi şuna da bir bakayım dedim. İlk izlediğimde yok abi böyle dil mi öğrenilir ya vs gibisinden düşündüm, ama sonra bir,iki derken o gün arka arkaya beş video izledim. Yavaş yavaş hoşuma gitmeye başlamıştı aslında ama tabi o önyargı yok mu ahhh içimden “Oğlum Arslan bu zamana kadar zilyonca dökuman inceledin,izledin faydalı olmadı da bu mu olacak” demekten de alıkoyamıyordum kendimi.
Fakat geçen bir hafta süresince düzenli olarak o “dictation” videolarını izlemeye başlamıştım. Bir diğer sebepte aslında “Seinfeld” idi bahane ile dizi de izliyordum işte hoşuma gitmeye başladı gerek Koç Shane’in o kendine özgü mimikleri, esprili konuşma biçimi ve en önemlisi bence her videosunda o kadar içtendi ki bir şekilde o akıma kapılmıştım artık. Dizi serisi izler gibi her gün düzenli olarak o videoları izlemeye başlamıştım ….
Üç nokta ile bu haftaki yazıma son vermek istiyorum. Eeee ama yaaa filan diyenleri duyuyor gibiyim sanki ya da paranoyak mı oldum yok mu öyle birşey
Her neyse haftaya kaldığımız yerden devam etme dileği hepinize ingilizce çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Aslında farkında olmasanız da bu kadar yazı dan sonra siz bi youtube’girin ve birkaç video izleyin o zaman ingilizce ne kadar kolay ve eğlenceli öğretilir anlayacaksınız zaten
Saygılarımla
Arslan